6 Kasım 2010 Cumartesi

Kızım senle film izlenmiyo yaa!


şu an koca bi muz yiyorum. muz o kadar soğuk ki dişerimi sızlattı. soğuk çünkü Nahcivan'da kiraladığımız ev eşyalı ve bu eşyaların içinde tek kapılı bi arçelik MÖ modeli olan buzdolabı da mevcut. içinde kutbu aratmayan bi bölmesi var hani onların, buzluğu.. heh işte onlardan. ne bilim ben modelini falan. mutlaka evinizde kullanmışsınızdır. bu tip buzdolapları hala öğrenci evlerinin en güzide beyaz eşyaları ama niye öyle diyosun. spotçular harıl harıl bunları alıp satıyo. ve ne hikmetse eski beyaz eşyalar yenilerinden yüz kat daha sağlamlar. hala kullanabiliyosak bu çilekeşleri, vintage manyağı olmak için hemen bi sebep sana! :P severim ben eski eşyaları.

ya asıl konu bu değildi. saptım yine başka yollara. muz yerken aklıma K-Pax filmi geldi. Kevin Spacey nasıl güzel muz yiyodu o filmde. ben bunca yıllık sanat yaşantımda :P geçen seneye kadar o filmi hep duymuş, hep okumuşum. izlenmesi gereken filmler listeme almışım. hatta utanıyorum bi türlü izleyememiş olmamdan. ne zaman bi film izlesem kevin spacey ve k-pax filminin tüm ekibine haksızlık etmişim duygusu var içimde. mesela yani! şaka bi yana dedim şu filmin dvdsini alayım da arkidişim şokella ile oturup izleyelim. yanına da alırız kırmızı şaraplarımızı, ilk kadehten sonra benim eller ayaklar uyuşmuş, uçuşa yeni geçmiş pilot edasında ohh ne güzel izleriz işte filmi. mis!

o arada şokella ile bende, bi film manyaklığı bi film manyaklığı anlatamam. gnçtrkcell günlerini hiç kaçırmıyoruz, sıkı takipçisiyiz. bi hafta kaçırsak kendimizi enayi zannediyoruz o kadar yani. tühh be nasıl kaçırdık bi bilet bedava olayını! lanet olsun! kızım bütün suç senin! işten geç çıktın! "ya asıl sen kıçını kaldırıp çarşıya gelemedin!" "kızım sanki güzel film var gösterimde. boktan bi ton film. izlemesek akıl sağlığımıza daha iyi. gel biz kaliteli, güzel filmleri arşiv yapıp evde izleyelim."

böyle başladı bizim meselemiz. öyle deme bu büyük bi mesele bizim için. birimizden biri mutlaka dayanamayıp ortaya bi konu sıçtığı için filmin sonu gelmiyo bi türlü. hayır anlamadım ki, her defasında o kadar önemli ne meselesi olabilir ki. ne yani? hergün götgöteyiz. nerdeyse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyo, daha bu neyin meselesi? bak aklıma geldikçe sinirleniyorum. bi film izlyemedim ağız tadıyla. ha haaa yalan olmasın 'uzak ihtimal' çok sıkı bi filmdi, soluğumuzu tutup izledik. masal gibiydi, nasıl akıp geçti anlamadık bile. bi hoşluk, bi güzellik.. vurulduk filme. k-pax de vurmazsa artık ne vurur sizi bilmiyorum der gibisin. ya işte o günkü ruh hali. demek film modunda değildik. ya da değildim.. kem küm.. ikide bir ortaya "du duuu bişey anlatcam" diye konu atan salak bendim çünkü. içmişim kırmızıyı, dertliyim efkarlıyım. içimi kusasım var. dinle be kızım, benden kıymetli mi film, hem film kaçmıyo ya bi yere, yarın oturur izleriz işte ne var? sıçmışım filmine!"

ben o akşam da izletmedim şokella'ya o filmi. üstelik kızın başının etini yemişim, böyle bi film var diye. ben talep etmişim yani. bi de zır zır bişeyler anlatıyorum sürekli. baktım saat 23-23.30 oldu. benim eve geçmem gerekiyo artık. allahtan evler dip dibe de dakkasında eve varıyorum. dedim "kızım senle de film izlenmiyo ya!" hallaa hallaa..

evet yüzsüz ben. :/ ama hayatta filmlerden daha değerli şeyler de vardır. konuşmak gibi, paylaşmak gibi. dostluk gibi. dayanışma gibi. geriye bıraktığımız hoş anılar, güzel tebessümler gibi. şimdi hafızamda kevin spacey, k-pax, şokella, kırmızı şarap, o günkü anlattıklarım bi masal evi gibi hatırımda. ne zaman kırmızı şarap desem aklıma diğer saydıklarım geliyo. ne zaman kevin spacey desem diğerleri.. şokella desem o masal evi. Şokellamı özledim ben. :(




Hiç yorum yok: