..Ve gün gelir, dünyanın diğer ucunda, benzer
yanlarınızın olmadığını sandığınız yabancı bir millete ait bir
kelime duyarsınız; insanın gerçeğini incelikle yakalayan, bir
çırpıda bütün hikayeyi anlatan, hislerinize tercüman olan…
Dilbilimcilerin ‘tercüme edilemeyenler’ olarak adlandırdığı,
başka kültürlerin diline çevrildiğinde özündeki anlamı kaybeden
bu sözcükler, ait olduğu toplumun deneyimlerini, değer
verdiklerini temsil eder.
İşte, dünya üzerinde çok sayıda insanın ortak duygularını ve
hallerini dile getirdiğini düşündüğüm ve derin anlamlarını
etkileyici bulduğum 10 kelime:
Mamihlapinatapei (Tierra del Fuego adalarında yerli halkın
kullandığı Yagan dili) İki kişinin keskin bir sessizlik içinde, aynı
duygularla göz göze gelip, her ikisinin de istedikleri bir şeyi
başlatmak için dayanılmaz bir istek duymalarına rağmen ilk
adımı karşısındakinden beklemesi.
Jung (Korece) Sadece çok şiddetli tartışmalardan, kalp
kırıklıklarından sonra ayakta kalan ilişkilerin varlığını
kanıtlayabileceği, sevgiden daha güçlü, çok özel duygu.
Ya’ aburnee (Arapça) Yokluğu ile yaşamanın acısına
dayanamayacağı için, sevdiği kişiden önce ölmeyi dilemek.
In La ‘Kesh (Maya dili) Mayaların selamlama sözü. Anlamı;
‘Birbirimizin başka yüzleriyiz’
Ilunga (Kongo Cumhuriyetinde konuşulan Tshiluba dili) İlk kez
haksızlığa uğrayıp iyi niyeti suiistimal edildiğinde affetmeye
hazır olan, ikinci kez yapılan hatayı da hoş gören ancak
üçüncü kez aynı durum tekrarlanırsa asla bağışlamayacak ve
artık katlanmayacak olan kişi.
Saudade (Portekizce) Kaybedilenler için duyulan buruk özlem..
Yitirilmiş bir aşk veya gerçekleşmesi mümkün olmayan bir
hayal, bizi benzer bir hasret duygusu içine hapseder. Şu anda
sahip olamadıklarımızı, geçmişte yada zihnimizde
kurguladığımız bir gelecekte aramanın ve nasıl ulaşacağımızı
bilememenin acziyle ezilmek, yine de hayal kurmaktan vaz
geçememektir. Kavuşmak istediklerimizi düşleyip tebessüm
ederken, umutsuzluğun hüznüyle ağlamak gelir içimizden..
Weltschmerz (Almanca) Maddesel dünyanın fiziksel
gerçeklerinin, zihnimizin ihtiyaçlarını asla tatmin
edemeyeceğinin farkına varan bir kişinin hissettiği duygu.
İnsanların, kendi zayıflıklarının asıl nedeninin dünyadaki
insafsız koşullar ve uygunsuz gidişat olduğunu anladıklarında,
içine düştükleri psikolojik acı.
Litost (Çekçe) Ünlü yazar Milan Kundera, diğer dillerde bu
kelimenin muadilini aradığını fakat bulamadığını, bu kelime
olmaksızın insanın özünü anlamanın imkansız olduğunu söyler.
Litost, içimizdeki güçsüzlüğün ve zavallılığın ansızın ortaya
çıkmasından doğan ıstıraplı hal, çaresizliğin öfkesidir.
L’ Esprit de I’ Escalier (Fransızca) ‘Merdiven ruhu’ olarak
adlandırılan durum. Bir tartışmada yapılan yorum karşısında
veremediğimiz uygun cevabın, tam dönüp giderken,
merdivenlerden inerken akla gelmesidir. Altında ezildiğimiz bir
argümanın yönünü değiştirecek mükemmel sözü bulmuş olsak
da artık çok geçtir.
Koi No Yokan (Japonca) İlk kez karşılaşılan biriyle ileride
kaçınılmaz bir aşk ihtimali olduğuna dair güçlü sezgi.. İlk
görüşte aşktan farkı, hemen o anda hissedilen bir duygu,
çekim olmaması.. Gelecekte gerçekleşecek bir aşkın habercisi
olan his.
RADİKAL KÖŞE YAZARI
TUĞBA KIRAÇ
29 NİSAN 2012
1 yorum:
çok güzeldi..
Yorum Gönder