kayb.

herşey çok ani oldu. ani, birdenbire demek. farketmeden demek. çabucak demek. tam olarak neredeyim bilmiyorum. bir çukur kazıp içine gömülmüşken. üstüm toprakla doluyken şimdi binalar ikiye ayrılıyor. bu masalı ilk defa duyuyorum beyefendi, size kim anlattı? yoksa siz de mi ilk defa duyuyorsunuz? vücudunuzu uhuyla benim vücuduma yapıştırsam tutar mı? yoksa henüz o kadar güçlü bir yapıştırıcı yapamadılar mı? hangi senedeyiz acaba? hangi gezegendeyiz?  bana bir şehir yarattığınızı görüyorum, popülasyonumuzsa iki kişiyle sınırlı sanki. deniz uçsuz bucaksız. kumu temiz. dibi görünüyor, öylesine berrak herşey. gemilerim var artık hem de peçeteden..suda batmıyorlar. kaldırma kuvvetinin kandırma kuvvetine dönüştüğü yollarda mıyız. kedi tutuyor sanki yolları. labirentin sonunda loş bir ışıkta saçlarınızı görüyorum. sarıya kaçan kumral mıdır rengi bunun. peki ya sakallarınızın arasındaki gülümseme. peki ya uyku alışkanlıklarımı değiştirmeniz? kısacık bir zaman dilimine hapsolup kalmayın lütfen, vakitlerimiz geniş, sözümüz bol anlıyor musunuz?  akşamları uzadıkça uzuyor sanki kemancı getiremiyor sonunuzu.. bir su alır mısınız, soluklanıp dinlenmek ister misiniz. bakınız burası 7 oda 1 salon, geceleri kutu gibi bir eve dönüşür sanki sadece yatak varmış gibi, susmadan konuşmak olur zaman, sizinle zaman katlanır, çoğalır, büyür, esner, uykuya dönüşür huzura dönüşür ben erir giderim.. dedim ya, şarabımız var, pencereden içeri giren körkütük sarhoş hayaletlerimiz var.. sizi mesela yeni yerlere götüreceğim sadece gülümseyerek,  avcunuzun içini öpebilirsem kurbağaya dönüşmekten kurtulabilirim. buluttan yastık yuttum bu gece hem kanınızın rengini de biliyorum. ses tonunuz beni büyülüyor olabilir. şimdi tekrar soruyorum o kadar güçlü bir yapıştırıcı varsa bir kavanoz rica edeceğim. size kemikten ev yaptım bayım. sizi öyyylece bekliyorum her gece, bazen insan doğmaz, doğurur, anlıyor musunuz, tam olarak söylemek istediğim şey şu ki; eklemlerimi kaybettim. 

http://bayanedit.blogspot.com/