* yeni çay takımlarımla çay içmek daha lezzetli şimdi. fincanların üzerinde altın yaldızlar, çiçekler, kırmızılar, morlar... bu fincanlar avuçlarımın arasındayken tam da o anda çayı hakettiğimi hissediyorum. verilmiş bi ödül gibi. ne garip.
* dün akşam vanessa paradis'ın ayrık dişlerinin, kendisinde bir kusurdan çok uzak fakat çekiciliğe çok yakın durduğunu farkettim. kusur insana yakışıyor bence. kaldı ki bu bir kusur olamaz.
* Nahcivan mağazalar konusunda pek bi kısır. ayın belli günlerinde alışveriş güdümü internetteki sanal mağazalarda telafi ya da doyurma yoluna gidiyorum. resmi büyüt. farklı kaydet. :P
* pembeyi sevme yaşım geçti sanıyordum. yeni başladı. nedense.. pudra pembesi. :)
* durup durup Hindi Zahra ve Lhasa de Sela dinleyesim geliyo. çok geliyo. sonra sesi biraz daha açıp, mutfağa yeni bi tarifi denemeye gidiyorum. 3 gün uyumamış, sonra uzandığı çekyatta tv izlerken uykuya dalmış birinin, enerji ile gözlerini açmasına benziyo o saatlerim.
* annemi arayıp "senin enfes yaptığın o çatal çöreklerini denedim. benimkiler de enfes oldu." diyeceğim. bu "anasının kızı" tamlamasını destekler mi?
* bu kış buralarda kar yüzü göremezsem, yaza sana küs gireceğim Nahcivan.
* bloğumda ikinci mimim "http://kevaseninnotdefteri.blogspot.com/" için olsun. kaç yaşındasın bayan? ne yer, ne içer, hangi sevgi ile beslenirsin? gözlerin neler görür? nasıl görür? başkasın. bambaşka.
"kanıma dokunuyor be kardeşim;
beni anlayacakları yerde sevdiler,
sevecekleri yerde anlamadılar beni."
beni anlayacakları yerde sevdiler,
sevecekleri yerde anlamadılar beni."
"üzülüyorum bakın.
bir oyunu bir kez de yenilebilmek için oynayın!"
* bugün dışarıda güneş var ama ayaklarım fena üşüyor. ayakları çoğunlukla sevmem.
* Copie Conforme (Aslı Gibidir)'de Juliette Binoche nasıl dişi, nasıl anaç, nasıl sıradan ama nasıl seksi. hele topuklu ayakkabılarını çıkardığı ve çıplak ayaklarını bi çocuk gibi kıpırdatmadan edemediği o sahnede.. çok sevimli ayakları var ve bembeyaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder