Üniversitede uzun saçlı bi arkadaşım vardı.
Felsefe okuyordu.
kızlara kur yapmaya bayılırdı, becerirdi de.
çirkin sayılabilecek kadar pasaklıydı.
saçları gür ve karaydı.
yuvarlak çerçeveli, çok numaralı gözlükleri felsefe okuduğunun sanki kanıtıydı.
soruya soruyla karşılık verirdi.
insan onunla konuşurken tek tek giysisini bi kenara bıraktığını hissederdi.
hiç somurtmazdı.
yüzünde hep alaycı bi gülümseme..
en büyük hobisi Migros ve Tansaş'lardan kitap çalmaktı.
çanta ile asla dolaşmazdı.
Tansaş'ın müdürü bayan "bu kitaplar nereye gidiyor?" diye incelemeye alıyor standları.
bizim felsefik oğlan iş üstündeyken bi gün yakalanıyor.
güvenlik görevlileri yaka paça müdüre götürüyor kendisini.
bizimki isyan çıkarıyor tek başına.
"okumak hakkım, okumak hakkım!" diye.
Kadın "neden?" diye soruyor.
"çünkü param yok ve okumak istiyorum." diyor.
kadınla birkaç saat sohbet ediyorlar.
sonra kadın bizimkinden arada bir oraya gidip yeni kitaplardan seçmesini istiyor.
parasız. yani öyle işte..
yanyana yazmak istemedim. kelimeler kelimeleri yiyecek gibi geldi bugün bana nedense. alt alta nefes alabiliyolar.
ben gidiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder