16 Kasım 2010 Salı

Ballı Alışveriş Manyağı


ben kız arkadaşlarla falan alışverişe çıkmayı pek sevmem. neticede herkesin zevki, beğenisi farklı. senin beğendiğine o beğenmez, onun dibinin düştüğüne sen kuruşunu vermezsin. hatta bazısını bedava verseler giymezsin.

alışverişte mümkünse seninle aynı performansı gösterecek bir arkadaş olması tercih sebebidir. şöyle sabahtan akşama seninle mağaza mağaza durmadan, dinlenmeden dolaşacak, indirim sepetlerinin altını üstüne getirecek, kimsenin bulamadığı o en alttaki şahane kaNumaralı Listezağı çekip bulacak bir kız arkadaş olmalı yanındaki. ya da bir anne..


alışveriş konusunda benim kadar şanslı bi dişiyi daha ben görmedim. (ben de dişi oldum ya, ölsem fark etmez gayrı!) şurda indirim varmış diye koşturmadan, tamamen tesadüf eseri bulurum o nadide şeyleri. hiç aklımda kemer almak yokken bi bakmışsın elimde kemerle eve dönüyorum. o kadar cüzi bi miktara o kadar güzel şeyler denk geliyo ki aklın almaz. millet alır 50 liraya ben bulurum 10 liraya. abartmıyorum! artık arkadaşlar elimde aldıklarıma bakarken, sinirden deliye döner, uyuuuuzzzz diye söylenirler. "artık senle çıkıcam alışverişe heidiiii" çıkar ve o da nasiplenir bu durumdan. Sanki biri alışveriş konusunda bana el vermiş gibi, resmen ayaklarım ucuz ürüne doğru kendiliğinden gider. bi bakmışım dibimde şahane bi ayakkabı, hemde 29 tl'ye! anammmm..


istediğim kadar yorgun, uykusuz olayım.. çarşıya çıkana kadar o. bi anda cengavere dönüşüyorum oralarda. bi güç, bi şevk geliyo bana anlatamam. çok nadirdir yani, "off yoruldum artık bakamıcam çanta falan" demişliğim. kolay kolay pes etmem, edeni de haz etmem. bütün mağazaları dolaşmak isterim. dolaşamamışsam işimi yarım bırakmış hissederim. ne sorumluluk ama!


Bizim Prenses anlatırdı, O da fena halde alışverişkolik olmuş çıkmıştı. tüm maaşını ayakkabı, çantaya yatırırdı. minnacık bi odası vardı. dolabı ağzına kadar dolmuştu, dolabın üzerinde de kutu kutu eşya yığılıydı. aldıklarını eve gizli saklı sokmak zorunda kalıyordu kızcağız. annesi artık kıyametleri koparıyordu. apartmandan çıkıyomuş. kapıyı sessizce açıp, ayakkabıları eline alıp parmak uçlarında odaya geçiyomuş. yok eğer yakalanacak gibiyse kapının önünde bırakıyormuş poşetleri, annesi tuvalete mutfağa geçince çaktırmadan içeri alıyomuş onları. yaz günlerinde hele isyan ediyodu kız. "oturma odasının kapısı açık oturuyolar, çantaları geçiremiyorum odama amaaa yaa :(("


öğrenci evinde ne rahatlıktı yarabbi. istediğimi alıyodum. istersen on tane poşetle gel eve. karışan yok. ailemin yanına taşınınca bir gün beş gün ses etmedi annem. sonra şartelleri attı kadının. ben vazgeçtim mi? hayır tabii ki. ben de merdivenlerde sakladım aldıklarımı, Şokella'ya bıraktım, annem çarşıya pazara gidince bi koşu onları almaya gittim. taşıyıp taşıyıp getirdim eve. artık annem yeniyi eskiyi ayırt edemez oldu. o kadar çok olunca.. bazen eskiden gördüğü kazağa bile, "bu yeni Heidiiiii" diye alttan alta hesap sorardı. böyle işaret parmağını sallayarak bana doğru. o zaman da ben cinnet geçiriyodum. "yaa giydim ya geçen bilmem nerdeeee!" inanmazdı.


sen cici cici elbiseleri saklamak zorunda olmak ne demek bilirmisin? hem de olmadık deliklere, en ücra köşelere?.. hayır, bari o kadar ter döktüğüme değsin. ağız tadıyla getireyim eve, açayım göstereyim aldıklarımı. bazen mağazalarda analı kızlı rakip takımları görüyorum. annası kızdan daha istekli kızın o mini eteği giymesine. "şunu da dene yasmin, ayy ölümü görr çok güzel olduuuu.. saçmalamaa, harika olduuuu.. annecimm bu nasıl?" ya diyorum allam niye bana böyle içinde alışveriş aşkı yatan bi anne nasip etmedin yaaa? :( kız bıkmış almaktan artık, annesi dürtüklüyo, "şundan da alsannnaaa" diye. "aa bak Işılsu, indirime girmiş çantalar. Gülru'nun düğünde takarsın işte ne var?" hee bi de Gülru'nun düğünü için özel bi çanta alınıyo öyle mi? anne alacağın olsun senin. bunların hesabını öte dünyada allah baba sana sormaz mı? Heidi öyle boynunu büküp analı kızlı rakip takımları izlesin, öyle içine dert olsun o alamadığı taytlar, ceketler.. sen hala alamadıklarım için bile başımın etini ye.


bitmeyen isteklerimin içine bir tane daha ekliyorum. Allam annemin içine alışveriş aşkı koy. bi akşam yatsın, sonra bi kalksın içinde engellenemez alışveriş güdüsü. tutsun kolumdan beni, sürüklesin beni çarşı pazar. "bunu da al Heidi, bu da güzel, şuna bayıldım, bunca yıl ben nasıl yaşadım" gibi saçmasapan bi hal alsın kadın. Töbe yarabbi. Amin!





2 yorum:

pinar dedi ki...

evvvett bende tanik oldum cogu kez ucuza almis oldugun hele o paltonu hic unutmam :)) cok komik bir rakama ve etiketi de pahali bir markaydi : )) bu konuda sanslisin...bulasmak gerek sana yada senle dolasmak...gelince bi alisverise ne dersin yavrum...optummm :))

Heidi dedi ki...

hehehe! ne demişler, takıl bana hayatını yaşa! :P başka konuda bu kadar şanslı olsam kimse beni tutamazdı. Hoş Nahcivan'da kitlendim kaldım, hiç bişey alamıyorum. yok!