5 Mart 2012 Pazartesi

Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım





Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
Alt katında uyumayı bir ranzanın 
Üst katında çocukluğum... 
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden 
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. 
Aşk diyorsunuz, 
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! 

Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca 
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün 
Büyük bir aşk yamadım 
Hayır 
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım 
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı 
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım... 
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. 
Aşk diyorsunuz ya 
Ben istemenin allahını bilirim bayım 

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı 
Ki uçlarından çile damlardı. 
Güneşte nane kurutmayı 
Ben acılarımın başını 

evcimen telaşlarla okşadım bayım. 

Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. 
İnsan kaybolmayı ister mi? 
Ben işte istedim bayım. 
Uzaklara gittim 
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin 
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım 

Süt içtim acım hafiflesin diye 
Çikolata yedim bir köşeye çekilip 
Zehrimi alsın diye 
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz 
İlahiler öğrendim. 
Siz zehir nedir bilmezsiniz 
Zehir aşkı bilir oysa bayım! 


Ben işte miraç gecelerinde 
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, 
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, 
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin 
Bir şiir aradım. 
Geçen üç yıl boyunca 
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. 
Ülkem olmayan ülkemi 
Kayboluşumu aradım. 
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. 
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm 
Haroşa bir hayat bırakmak için. 
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. 

Kimi gün öylesine yalnızdım 
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. 
Annem 
Ki beyaz bir kadındır 
Ölüsünü şiirle yıkadım. 
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım 
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. 
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
Acının ortasında acısız olmayı, 
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. 
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. 
Aşk diyorsunuz ya, 
İşte orda durun bayım 
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım 
Kendimin ucunda 
Öyle ıslak, 
Öyle kötü kokan, 
Yırtık ve perişan. 

Siz aşkı ne bilirsiniz bayım 
Aşkı aşk bilir yalnız!


Didem Madak

Hiç yorum yok: