Kurutulmuş Meyveler Şifa Kaynağı!
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, ''Kurutulmuş meyveler, içerdikleri lif zenginliğiyle mide, bağırsak sistemi kanserlerinden korur ve kabızlığı önler'' dedi.
Meyveler kurutulduğunda, içerdikleri vitamin, mineral, protein, yağ gibi besin maddelerinin daha yoğun hale geldiğini belirten Yorulmaz, ''Böylece meyvelerin suyu dışında tüm besin ögeleri önemli ölçüde korunmuş olur. Daha fazla taze meyve tüketilerek alınabilecek besinler bu yoğunlaşma nedeni ile daha az miktarda kurutulmuş meyve ile vücuda alınabilir. Kurutulmuş meyvelerin enerji, kuvvet ve öğrenme üzerinde olumlu etkileri vardır. Bu nedenle özellikle spor sırasında gücü artırır. Kötü kolesterolü düşürür. Beslenme sorunlarına bağlı kansızlıkları önler. Emziren annelerde süt oluşumunu artırır. Hastalıkların ve yaraların iyileşmesini hızlandırır, kolaylaştırır. Kurutulmuş meyveler içerdikleri lif zenginliğiyle mide barsak sistemi kanserlerinden korur ve kabızlığı önler'' diye konuştu.
SAKLANMASI
Kurutulan meyvelerin mutlaka ışık görmeyen, serin ve kuru yerlerde saklanması gerektiğini anlatan Yorulmaz, uygun şartlarda saklanmayan ya da yeterince kurutulmayan özellikle kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm gibi meyvelerde, kansere neden olan bit, mantar zehiri olan aflatoksin oluştuğuna dikkat çekti.
Açıkta satılan, görünüşü kirli kuru meyvelerle de dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yorulmaz, ''Özellikle trafiğe yakın yerlerde açıkta satılan kurutulmuş meyveler, egzoz gazları nedeniyle kansere de neden olabilecek kimyasal maddelerle kirlenmeye daha açık olduklarından, buralardan satılan alınmamalıdır'' dedi.
İthal kurutulmuş meyveler ve yeni piyasaya çıkmış olanlar konusunda abartılı, mucizeler yarattığı biçimindeki reklamlara inanılmaması gerektiğini hatırlatan Yorulmaz, ''Mucize şu ya da bu meyve, sebze, tohum, yaprak ya da çekirdek de değil herkesin kendisine uygun biçimde doğal beslenmesindedir'' uyarısında bulundu.
Meyvenin Kurusu Daha Vitaminli
Kurutma işlemi meyvelerin vitamin değerini artırıyor. Özellikle incir, dut, kayısı ve üzüm..
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Diyetisyeni Özgen Arı, kurutma işleminin meyvelerin vitamin değerini artırdığını söyledi.
Arı, "Örneğin taze üzümden alınan vitamin değeri ile üzüm pekmezinin vitamin değeri arasında büyük fark var. Birkaç kaşık pekmezle kilolarca üzümün vitamin değeri alınabiliyor" dedi.
Kurutma işleminin özellikle incir, kayısı, dut ve üzüm gibi meyvelerin vitaminine maksimum değer kattığını belirten Arı, bunların özelikle A vitamini yönünden zengin olduğunu belirtti.
Arı, gelişmekte olan çocuk ve gençler ile süt veren annelere mutlaka kurutulmuş meyve tüketimini önerdiklerini, bu meyvelerin sinir sistemini güçlendirdiğini, zeka gelişimine katkıda bulunduğunu, demir yönünden zenginlikleri dolayısıyla vücut direncini güçlendirip zindelik verdiğini, kan yapımına katkıda bulunduğunu ifade etti.
Arı, dikkat edilmesi gereken tek hususun kurutma işlemi sırasında nemli ortamdan uzak durulması olduğunu belirterek, "Temiz ve kuru ortamda yapılan kurutma işleminde meyvenin içeriğinde bulunan yüzde 80-90 oranındaki su yüzde 10'a kadar düşürülür. Bu sırada vitamin ve mineraller yoğunlaşır" diye konuştu.
Arı, kuru kayısının potasyum ve A vitamini, kuru eriğin B (1, 2 ve 3), E, C ve A vitamini, dut pekmezi, süt, bal, ceviz, fındık ve undan yapılan pestil ile incirin A ve B vitaminleri, dutun ise kalsiyum, demir ve B vitamini yönünden zengin olduğunu kaydederek, "Bunun yanı sıra kuru meyvelerin tamamında antioksidan özellik vardır. A vitamini içeren tüm meyveler de özelliklecilt sağlığı üzerinde olumlu etki yapar" dedi.
Arı,ancak sebzeler için aynı öneride bulunamayacaklarını belirterek, "Kurutulmuş sebze damak zevkine hitap etse de vitamin değeri meyvedekiler kadar olmuyor. Sebzeler kurutulmak yerine derin dondurucularda saklanmalı" dedi.
Meyveleri Kabuklarıyla Tüketin
Elma, armut, incir gibi kabuklu meyvelerin, güneşten sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmesi gerektiği belirtildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arsan Bilişli, meyvelerin renk maddelerinin oluşması için güneş ışığı görmesi gerektiğini, bu sayede vitamin C ve glikozun oluştuğunu söyledi.
Meyvelerdeki renk maddelerinin tümünün, antikanserojen olduğu için kabuğuyla tüketilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Bilişli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabukları, meyvelerin doğal koruyucu unsurudur. Organik asitler yönünden çok zengindirler. Ancak, meyveler ne kadar yıkanırsa yıkansın zirai ilaç kalıntısı olabilir. Bu nedenle gıda güvenliği açısından kabuğunu soymak zorunda kalıyoruz. Elma, armut, incir gibi meyveler, güneşten sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmelidir."
ntvmsnbc, 26/09/2007
Meyveler ve Sırları
Kara üzüm'ün gece görüşü sağladığını biliyor musunuz?
PORTAKAL: Her gün portakal veya C vitamini almak insanın keyfini düzeltiyor, enerji seviyesini yükseltiyor. Daha iyi bir libido ve daha güzel bir orgazm yaşamanızı sağlıyor.
KARA ÜZÜM: Gece görüşünü artırıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında pilotlara çok yardımcı oldu.
ENGİNAR: Yüksek kolesterole bire bir. Her gün 450 gram enginar kolesterol seviyesinin yüzde 20 düşürüyor.
ISIRGAN OTU: Prostat kanserine bire bir... Ancak 40 yaşını aşkın erkeklerde sık sık tuvalete gitme ihtiyacına neden oluyor.
KIRMIZI BİBER: Günde 2.5 gram tüketilen kırmızı biber sindirime iyi geliyor ve mide ağrısını ortadan kaldırıyor. Ayrıca sinir sistemine bağlı ağrıları da azaltıyor.
ISPANAK: Magnezyum bakımından çok zengin olan ıspanak, bir ağrı kesici olarak işlev görüyor. Günde 250 miligram alınan magnezyum kadınların regl ağrılarının hafiflemesini sağlıyor.
Meyve Yiyerek Formunu Koruyun
Formda kalmanın en önemli yollarından biri dengeli beslenme. Ancak forma girmeye ya da formda kalmaya çalışırken meyve-sebze tüketimine yeterince önem verilmiyor.
Uzmanlar, kilo kontrolüne yardımcı olan meyve ve sebzelerin aynı zamanda cildi korumaya da yardımcı olduğunu ve hafıza zayıflığını önlediğini belirtiyor.
İşte bazı yaz meyve-sebzelerinin bilinmesi gereken yararları:
Vitamin, mineral ve likopen zengini karpuz, bağışlık sistemini kuvvetlendirici yüksek antioksidan kapasitesi ile en önemli yaz meyvesidir.
Yüksek antioksidan seviyesine sahip eriğin başka önemli özelliği ise detoks gücüdür.
Yüksek C vitamini oranlarıyla öne çıkan şeftali ve kayısı ise aynı zamanda potasyum deposudur. Zengin lif ve betakaroten içerikleriyle çok yararlıdırlar.
Çilek, kiraz ve vişne; hücre koruyucu etkiye sahip antioksidan olarak bilinen antosiyanin zengini meyveleridir.
Bu meyvelere ek olarak kuşburnu ve kuş üzümünü de sayabiliriz.
Üzüm, üzümün kabuğu, içeriği ve çekirdeği 20 kadar değişik antioksidan madde içeriyor.
Domates; bedensel ve zihinsel sağlığı korumada son derece önemli bir antioksidan olan likopenin en zengin kaynağıdır. Likopen; kanser riskini azaltırken damarları korur, cildi ve belleği destekler.
hürriyet, 30/05/2007
Meyvenin İyisini Seçme Rehberi
Tadına doyamadığımız karpuz, erik, kayısı, üzüm, kiraz ve domates gibi meyve ve sebzelerin iyisi nasıl anlaşılır? Aldığı sebze ve meyve çürük çıkanlar dikkatlice okusun:
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen meyve ve sebze seçmenin inceliklerini anlattı.
Karpuzun kabuğunun parlak olması gerekir. Olgunlaşmış bir karpuzun sapı ince, çehresi sararmış olmayacak. Hafif hafif vurulduğunda tok bir ses gelmeli.
Çileğin iyisi düzgün görünümlü olmalı. Olgunlaşmamış çileğin aroması az ve sert olur.
Üzümün sapı mutlaka yeşil olmalı ve beyaz üzüm biraz sarımsı görünmeli. Siyah üzüm de simsiyah olmalı. Üzümün sapı yeşil değilse taze değildir.
Kayısının kalitelisi görünümünden belli olur. Serttir, kızarıktır ve ele alındığında ağır olduğu hissedilir.
İyi şeftalinin ağzı kapalıdır. Ele alındığında görünümünden daha ağır olduğu hissedilmeli.
Patatesin çapa darbesi yememiş, kabuğu kendinden soyulabilen ve içi sarı olanı en lezzetlisidir.
Olgun domatesin tepe kısmının çevresinde hafif yeşil çizgiler olur.
milliyet, 05/05/2007
Meyvenin Rengine Sakın Aldanmayın!
Meyve ve sebzeleri leziz ve daha canlı gösteren tarım ilaçlarındaki kimyasal maddeler vücut için çok zararlı.
Manavdan meyve alırken dikkat! Meyvelerin daha canlı ve parlak görünmesi, sebzelerin daha uzun süre dayanıklı kalması için üreticiler çok çeşitli tarım ilaçları kullanıyor.
Bunlar, sevdiğimiz çilek, elma ya da marulun çok leziz görünmesini sağlıyor. Fakat kullanılan tarım ilaçlarındaki toksinli (zehirli kimyasal) maddeler vücuda zarar veriyor. Uzmanlar, sofralardan eksik olmayan ve bu toksinlere en çok maruz kalan 8 besini ve bu besinleri sağlığa zarar vermeden yemenin yollarını şöyle sıralıyor:
Çİlek: Birçok doktor çileklerin daha kırmızı ve iri görünmeleri için üreticilerin çeşitli ilaç kullandığını söylüyor. Bunları çilekten yıkayarak arıtmak mümkün değil. Bu nedenle her yerden değil doğal yollarla ürettiğini bildiğiniz yerlerden, mümkünse organik çilekler almalısınız.
Nane: Diğer baharatlara oranla en çok tarım ilacı nanede tespit edildi. Evde kendiniz kurutma imkanına sahip değilseniz nane yerine sarımsak, kekik ya da diğer baharatları deneyin.
Peynir: Toksinler peynir çeşitlerinin içindeki yağlarda kolayca barınabilirler. Bu yüzden çok yağlı peynirler sağlığa toksin açısından da zararlıdır. Az yağlı, yağsız teneke peynirlerini tercih etmelisiniz.
Elma: Üreticiler elmanın daha kırmızı görünmesi için çeşitli tarım ilaçları kullanıyor. Bu kimyasallar elmanı kabuğuna yerleşiyor. Eğer doğal yollarla kimyasallardan uzak yetiştirildiğini bilmiyorsanız, elmayı kabuklarını soyarak yemeniz gerekir.
Somon: Bu balık türü, kirli sularda yaşayan ya da toksinlere maruz kalmış küçük balık türleriyle beslenir. Bu toksinler balığın derisine yerleşir. Yerken, mümkün olduğu kadar iyi pişirip derisini, pullarını çıkarmalısınız. Balığın beyaz eti dışında hiçbir yerini yememelisiniz.
Yağlı et: Bu tür ete en iyi örnek ördek. Toksinler yağlı kısmında uzun süre kalabilirler. Bu nedenle yağsız olan tavuk ya da hindi etini tercih etmelisiniz.
Marul: Bozulmamaları için tarım ilaçları kullanır üreticiler. Bu yüzden sıkıca hava kompresi yapılarak paketlenmiş marul ve benzeri yeşil yapraklı sebzeleri tercih edin. Uzmanlar, toksinlerin dış yapraklara yerleştiğini, içtekilere ise ulaşamadığını belirtiyor. Hazır satılanlar ise havasız paketlendikleri için bu tür tarım ilaçları kullanılmıyor
TOKSİNLER VÜCUDA NELER YAPIYOR?
1. Bağışıklık sistemini zayıflatır
Vücuda fazla miktarda kimyasal girmesi, mikroplarla savaşmak için gerekli olan hücre üretiminin yavaşlamasına neden oluyor. Bu durumda bağışıklık sistemi harekete geçer ve gerektiğinde savaşmak için depoladığı antioksidanları, yani A, C ve E vitaminlerini tüketir.
2. Kilo alınmasına yol açar
Kimyasallar vücudun yağ yakmasını sağlayan adrenalin ve dopamin miktarının düşmesine yol açar. Ayrıca iştahı açar, buna karşılık egzersiz yapma isteğini öldürür. Bu toksinlerin kimi de vücutta yağ olarak depolanıp kalır.
3. Göğüs kanseri riskini artırır
Kimi kimyasallar vücutta östrojen, yani kadınlık hormonu taklidi yapar. Bunun artması, hücreler arasındaki bağlantının kopmasına neden olur. Vücudun yok edemediği bu sahte östrojenler büyür ve artar. Doktorlar, fazla miktardaki östrojenin göğüs kanseri riskin artırdığını araştırmalarla ortaya çıkardı.
4. Daha yorgun hissettirir
Eğer kendinizi her zaman yorgun hissediyorsanız, yediğiniz yemeklerde fazla miktarda kimyasal olabilir. Toksinler, kasların yediklerini enerjiye dönüştürmesini sağlayan sisteme saldırır. Enerji üretemeyen vücut da kendisini yorgun hisseder.
Yaz İksiri Meyveler
Yaz geldi, organik tüketim zamanı...
Yaza dair hisler artık kendini iyice hissettirmeye başladı. Hep bir ağızdan "çok sıcak" diyerek havayı iyice alevlendirdiğimiz yaz günlerinin en iyi serinleticisi, eşsiz atıştırması ve hatta çoğu zaman da ana yemeğine dönüşen yaz meyveleri gibisi yoktur. Bir yandan "içsel klimalar" misyonuyla bize hizmet ederken; bir yandan da inanılmaz faydalarıyla gözümüzün önündeki şifa kaynaklarıdır adeta. Bakalım bu yaz iksirlerinin ne gibi maharetleri mevcut.
KAVUN :
- B vitamini, brom ve iyot içeren kavun, sinirleri yatıştırıyor ve kanı temizliyor.
- Kolay bir uyku sağlamanın yanı sıra; damar tıkanıklığı ve kansızlık için de öneriliyor.
- Açık renkli ve düz kabuklu "bal kavunu" iyi bir C, A vitamini, potasyum ve çinko kaynağı olarak en değerliler arasında yer alıyor.
- Cildi kuru olanlar için 1 ölçü süt, 1 ölçü kavun suyu ve 1 ölçü su ile hazırlanan karışım, iyi sonuç veriyor. Meyve salataları, pasta ve tartoletlerde bol bol kullanarak, hem lezzetinden hem de besin değerinden yararlanabilirsiniz.
- Kavun, kalp ve böbrek hastalarının diyetlerinde sıkça kullanılan bir meyve.
- Endişe ve uykusuzluğa iyi geliyor.
Ufak bir hatırlatma; kavunu kestikten hemen sonra tüketilmesi gerekiyor...
KİRAZ :
- Kanı sulandırıyor ve temizliyor.
- Kiraz tüketimi, gut hastalığına yakalanma riskini düşürüyor.
- Böbrek ve mesane yollarını kumlardan temizliyor.
- Karaciğer şişliğine iyi gelirken, safra akışını normale döndürüyor.
- Romatizma, damar sertliği ve mafsal kireçlenmesine karşı oldukça faydalı.
- İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu ve vücudu zehirli maddelerden temizliyor.
- Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.
- İçerdiği madensel madde ve vitaminler nedeniyle hastalıklara karşı dayanıklılığı artırıyor.
- Yapısındaki bol fosforuyla sinirleri kuvvetlendirerek sakinlik sağlıyor.
- A vitamini kaynağı karoten içeren kiraz, aynı zamanda da gözlerin dostu.
ERİK :- Bünyesinde B1, B2, B3, B6, A, C ve E vitaminleri, protein, karbonhidrat, selüloz ve mineral olarak da kalsiyum, sodyum, demir, potasyum ve magnezyum bulunuyor.
- Regl düzenleyici, idrar söktürücü ve terletici etkiler oluşturuyor.
- B vitamini ihtiva eden erik, bu özelliği sayesinde sinir sistemini takviye ediyor.
- Sindirim sistemi üzerinde de olumlu etkisi var.
- İyi bir antioksidan ve C vitamini kaynağı olarak, kalbin de dostu.
ÇİLEK :- Yaşlanmaya bağlı macular (gözde görmeyi netleştiren bölge) dejenerasyona karşı koruyucu olduğu saptanmıştır.
- Cilt sorunları olanlar için iyi bir meyve.
- Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebir.
- Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor.
- Yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler de içeriyor.
KAYISI:- Mükemmel bir A vitamini, iyi bir C vitamini, lif, triptofan (serotonin öncüsü bir amino asit) ve potasyum kaynağı.
- Beta-karoten ve likopen içeriği ve lifli yapısı sayesinde iyi bir kalp dostu olmasının yanı sıra, kansere karşı da koruyor.
- Lifli yapısı sayesinde kabızlığa ve bağırsak tembelliğine iyi geliyor.
- Cildi, mikrop ve mantarlardan koruyor, güzelleştiriyor.
- Gözlere parlaklık veriyor.
- Kalp kaslarını kuvvetlendirirken, safra bezlerini de temizliyor ve böbrekleri çalıştırıyor.
- Sinirleri güçlendirirken, uykusuzluğa da iyi geliyor.
- Kemiklerin çok daha düzgün ve sağlam olmasında önemli rol oynuyor.
- Üreme sistemi üzerinde önemli rolü bulunup, cinsel gücü artırıyor.
KARPUZ : - Kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı oluyor.
- Lif kaynağı olduğundan bağırsak hareketlerini düzenliyor.
- Üre ve ürat tuzlarını temizliyor ve idrar söktürüyor.
- Barındırdığı "likopen" maddesi, kalbi enfarktüs olasılığına karşı koruyor.
- Bol miktardaki potasyum, böbreklerin daha iyi çalışmasını ve böylece böbrekler tarafından vücuttan sodyumun atılmasını hızlandırıyor.
ÜZÜM : - Kansızlığın tedavisinde etkili.
- Yüksek tansiyonu kontrol altında tutmaya yardımcı oluyor.
- Böbrek ve bağırsak sisteminin çalışmasını düzenliyor.
- İyi bir enerji kaynağı.
- Güneş ışınları, stres ve sigara nedeniyle bozulan cildi güçlendiriyor.
- Beyin hücrelerini zinde tutuyor.
- Kalp ve damar sistemindeki dokulara esneklik sağlıyor.
- Yaşlanma etkilerini azaltıyor.
*Yazı lokman-hekim.net sitesinden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder