"Kendim hakkında sık sık söylediğim sözler ne kadar doğru, Şehrazad hayatını masal anlatarak kurtarmıştı, ben de hayatımı yazarak kurtarıyorum ya da bu şekilde sağ kalıyorum."
29 Mayıs 2012 Salı
28 Mayıs 2012 Pazartesi
Dünya Yine de Güzeldir :)
gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş
sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma
başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe
herkesle dost olmaya çalış
ama kimseye teslim olma
telaşsız ve açık seçik konuş
başkalarına da kulak ver
aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları
çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır
yalnız planlarının değil
başarılarının da tadını çıkarmaya çalış
ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen
hayattaki dayanağın odur
olduğun gibi görün
sevmediğin zaman sever gibi yapma
aşka burun kıvırma sakın
o çöl ortasındaki çimenliktir
yılların geçmesine öfkelenme
gençliğe yakışan şeyleri
gülümseyerek teslim et geçmişe
ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile
hatırla ki, kainatı yargılamak imkansızdır
onun için kavgalarını sürdürürken bile
kendi kendinle barış içinde ol
görmeye çalış ki
bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen
dünya yine de güzeldir
-anonim-
27 Mayıs 2012 Pazar
26 Mayıs 2012 Cumartesi
Alıntı
Hayatını kahramanca sürdürecek ve dünyayı kendi gözünde daha dayanıklı kılacak bir adamım ben. Eğer, bir zayıflık ya da rahatlama ya da ihtiyaç anında buharımı, sözcüklerle soğutulmuş kor halinde öfkemi salıyorsam; canım, ister alın, ister almayın.. Ama beni rahatsız etmeyin! ben özgür bir adamım ve özgürlüğüme ihtiyacım var. Yalnız kalmaya ihtiyacım var. Yalnız kalıp utancımı ve umutsuzluğumu sorgulamaya ihtiyacım var. Güneş ışığına ve kaldırım taşlarına yanımda kimse olmaksızın ihtiyacım var; konuşmaksızın, kendimle yüz yüze, yüreğimin müziği eşlik etsin bana yeter. Ne istiyorsunuz benden? Söyleyecek bir şeyim olduğu zaman yazıp yayınlatıyorum zaten. Verecek bir şeyim olduğunda, veriyorum. Gözetleme merakınızdan iğreniyorum. Övgüleriniz beni aşağılıyor. Çayınız zehirliyor!
Henry Miller
Yengeç Dönencesi
Henry Miller
Yengeç Dönencesi
Günün Sözü
"Milyonlarca lüleli peruk da taksan, arşınlarca yüksekteki kaideye de çıksan, neysen osundur."
(Goethe)
Yaşamak Güzel Şey Doğrusu :)
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet Anday
25 Mayıs 2012 Cuma
Kara Kitap
Yalnız güneşi üzerine doğurmamak ve yataktan kör karanlıkta kalkmak değil, kadınların erkeklerden önce yataktan çıkmaları da bir köylü alışkanlığıdır.
Hafızanın bahçesi çoraklaşmaya başlayınca, insan elde kalan son ağaçların ve güllerin üzerine şefkatle titrer. Kuruyup gitmesinler diye.
Hatıra yerine, onun yalnızca bir iziyle karşılaşmak, sizi bırakıp gitmiş ve hiç dönmeyecek sevgilinin koltuğun üzerinde bıraktığı izine gözyaşlarıyla bakmaya benziyor.
Gerard de Nerval: Rüyalarımız bir ikinci hayattır.
Niye binlerce, on binlerce kişi aynı anda radyolarının, kaloriferlerinin üstüne, arabalarının arka camının önüne, odalarına, iş masalarına, tezgahlarına o tahta yelkenlileri yerleştirmeye başlamıştı? Anne çocuk, kadın erkek, ihtiyar genç herkesin hep aynı resmi, gözünden kocaman bir damla yaş akan mahzun ve Avrupalı suratlı çocuk resmini anlaşılmaz bir istekle alıp duvarlara, kapılara asmasını nasıl anlamak gerekiyordu?
Kaçırdığı hayat parçacığı neredeydi?
Müşteri, sokakta her gün on binlercesini gördüğü o bıyıklı, çarpık bacaklı, kara kuru vatandaşlardan birinin sırtındaki paltoyu değil, uzak ve bilinmeyen bir diyardan gelen yeni ve 'güzel' bir insanın giydiği ceketi sırtına geçirmek ister ki, bu ceketle birlikte kendi de değiştiğine, başka biri olabildiğine inanabilsin. Daha veciz konuşmayı seven bir dükkan sahibi, müşterilerinin bir elbiseyi değil, aslında bir hayali satın aldıklarını açıklamış. O elbiseyi giyen "ötekiler" gibi olabilme hayaliymiş asıl satın almak istedikleri.
Okuyucu dediğin panayıra gitmek isteyen bir çocuktur. Okuyucu geçim sıkıntısı içinde, zeka yaşı 12 olan, evli, dört çocuklu iyi bir aile babasıdır.
Saklan ki bir sırrın olduğuna hükmetsinler. Sırrın aşktır unutma. Aşktır anahtar kelime.
Şimdi, hiçbir köşede bulunmaması, bıraktığı adresleri ve telefon numaralarının yanlış ya da uydurma çıkması, sevgilerine karşılık veremediği yakın akrabalarına, uzak akrabalarına -bütün insanlara- duyduğu tuhaf ve anlaşılmaz bir nefret yüzündendi.
Bana kalırsa, akıllı bir koca, karısına selam söyleyen bütün erkeklerin selamını unutmalıdır.
Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi?
Ne tuhaf okurlarsınız siz, ne tuhaf ülke burası.
Umutsuzlara sefaletin sorumlusu olan bir suçlu göstermeli ki, onun başının ezilmesiyle cennetin yeryüzüne ineceğine inanabilsinler.
İnsanın kendisi olmasına bir türlü izin vermezler, insanı bırakmazlar kendisi olsun diye, hiçbir zaman bırakmazlar.
Hayatımın ilk yarısını bir başkası olmak istediğim için kendim olamadan, ikinci yarısını da kendim olamadığım yıllar için pişman olduğum için bir başkası olarak geçirecektim.
Ne kadar zaman arayacağım seni ev ev, kapı kapı
Ne kadar zaman köşeden köşeye, sokak sokak (Mevlana)
Bir fotoğraftan, bir insanın yüz ifadesinin saklandığı bir belgeden daha anlamlı, daha doyurucu, daha meraklı ne olabilir ki?
Doğu'nun ve Batı'nın birbirlerine üstün geldikleri dönemler rastlantısal değil, mantıksaldı. Bu alemlerden hangisi "o tarihsel dönemde" dünyayı içinde sırlar kaynaşan, çift anlamlı, esrarlı bir yer olarak görmeyi başarırsa, o alem ötekini yenip eziyordu. Dünyayı basit, tek anlamlı, esrarı olmayan bir yer olarak görenler ise yenilgiye, bunun kaçınılmaz sonucu olan köleliğe mahkumdular.
Okumak aynanın içine bakmaktır; aynanın arkasındaki 'sırrı' bilenler öteki tarafa geçerler, harflerin sırrından haberdar olmayanlar ise bu dünya içinde kendi yüzlerinin yavanlığından başka bir şey bulamazlar.
Harika olanı harika yapan şey, onun sıradanlığı ve sıradan olanı sıradan yapan şey, onun harikalığıdır.
Hiçbir zaman kendisi olamaz insan.
Bütün hayatımın bir aldanış, soğuk bir şaka olmadığını kim kanıtlayacak bana?
Kendisi olabilmenin bir yolunu bulamamış bütün kavimler köleliğe, bütün soylar soysuzluğa, bütün milletler yokluğa, hiçliğe, hiçliğe, hiçliğe mahkumdur.
Yalnızca kendim olmak istiyordum, yalnızca kendim olmak istiyordum, kendim olmak istiyordum yalnızca.
Hepsinden beteri, bütün anılardan, eşyalardan ve kitaplardan daha çekilmez olanı insanlardır. İnsanların en büyük zevki, öteki insanları kendilerine benzetmektir.
Ancak, anlatacak hiçbir şeyi kalmadığında insan kendisi olmaya iyice yaklaşmış demektir. Ancak, insan anlattığı şeylerin tükendiğine, bütün hatıraların, kitapların, hikayelerin ve hafızanın sustuğuna ilişkin o derin sessizliği içinde duyduktan sonradır ki, kendi ruhunun derinliklerinden, kendi benliğinin sonsuz ve karanlık labirentlerinden kendisini kendisi yapacak kendi gerçek sesinin yükselişine tanık olabilir.
Yalnızca kendileri olabildikleri için ıssız çöllerdeki taşları, insan ayağı değmemiş dağların arasındaki kayalıkları, hiç kimsenin görmediği vadilerdeki ağaçları kıskanıyorum.
Ünlülere göre kurşunlar demokrasiye, düşünce özgürlüğüne, barışa ve bunun gibi her fırsatta hatırlanan birçok iyi şeye sıkılmıştı. Katili yakalamak için önlemler alınmıştı.
Orhan Pamuk
Kara Kitap
Fotoğraf: Andre du Plessis
Orhan Pamuk
Kara Kitap
Fotoğraf: Andre du Plessis
24 Mayıs 2012 Perşembe
21 Mayıs 2012 Pazartesi
Serinleten metabolizma hızlandıran özel içecek tarifleri
Yaz sıcağında serinleten içecekler
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Zehra Akören sıcaklara karşı etkili, vücudunuzu toksinlerden arıtan, metabolizmanızı da hızlandıran özel içecek tarifleri verdi.- AVAKADO-ŞEFTALİ1 olgun dilimlenmiş avakado,2 kaşık tofu krem peynir,1 bardak taze sıkılmış şeftali veya kayısı suyu,2 tatlı kaşığı bal,3,5 çay kaşığı sıvı vanilya,2 kap buz.Blenderdan geçiriniz.- KARIŞIK LİMONATA2 çay bardağı yeşil limon suyu (taze sıkınız)2 çay bardağı limonata,2 çay bardağı portakal suyu,1 kap maden suyu,Limon dilimleri-buz.- LİMON YAPRAĞI ve PAPATYA ÇAYI2 kaşık kuru papatya,2 kaşık kuru limon yaprağı,1/3 kap bal,6 su bardağı suyu kaynatın. Ateşi kapatıp malzemeleri ilave ediniz, ağzı kapalı 10 dakika dinlendiriniz. Süzünüz ve bal karıştırarak sıcak veya buzlu içebilirsiniz.- LAVANTALI LİMONATA4 adet taze sıkılmış limon suyu,1 kaşık kurutulmuş lavanta,1 kaşık bal,5 su bardağı suyu, 2 limon kabuğu rendesi ile kaynatıp süzünüz. Lavanta ilave edip 10 dakika demlendirip süzünüz. Bal, limon suyu ile karıştırınız.- BÖĞÜRTLEN+YOĞURT3 kap böğürtlen,1 kap light yoğurt,1 kap light süt,3 tatlı kaşığı bal,4-5 kakule tohumu.Malzemeleri blenderdan geçiriniz.- MUZ+YOĞURT1 muz,2 yemek kaşığı yoğurt,1-2 tatlı kaşığı bal,2 çay kaşığı keten tohumu,Buz.Keten tohumunu önce blenderdan geçiriniz. Diğer malzemeleri de ilave ederek blenderdan geçiriniz. Buz koyabilirsiniz- HAVUÇ+MANGO2 çay bardağı taze sıkılmış havuç suyu,1 çay bardağı kuş başı doğranmış mango,1 çay bardağı buz,1 çay kaşığı rendelenmiş zencefil,1 çay kaşığı acı biber sos.Malzemeleri blenderdan geçiriniz.- ÇARE ÇAYI2 tatlı kaşığı yaseminli yeşil çay veya kuşburnu, ıhlamur, ada çayı, 3-4 kakule, 2 cm kabuk tarçın,Fındık büyüklüğünde kök zencefil,3 adet karanfil.Çay makinesine 4 su bardağı su koyarak damıtınız. Sıcak-soğuk içebilirsiniz- NAR+YABAN MERSİNİ1 bardak nar suyu,1 çay bardağı yaban mersini, 1 çubuk tarçın.Malzemeleri kaynatmadan kısık ateşte 10 dakika haşlayıp, tarçını çıkarınız. Maden suyu ve buz ilave ediniz.
Mevsimler Sözlüğü
1980'lerin sonlarından kalma bir defter. Sarı yapraklı. (Bodrum'da bir bakkaldan almıştım.) Bir sayfaya "mevsimler sözlüğü" diye bir şeyler karalamışım. Şöyle: "BAHAR: Islak toprak kokusu. Erik. Sevgiliyi bekler gibi yazı beklemek. Bekleyişin sıkıntısı. YAZ: Toz, ter, ten. Sevinç. Kavun kokusu. Kalabalık içinde yalnızlık. Saçların ve sırtların güzelliği. SONBAHAR:Sarı ışık. Rüzgâr. Kendinle sevişmek. Kan. KIŞ: Uyku. Gri ve ıspanak yeşili. Sinema. Sevgiliye ve alışmaya alışmak."
Haşmet Babaoğlu
Haşmet Babaoğlu
19 Mayıs 2012 Cumartesi
18 Mayıs 2012 Cuma
İzmir Dünya Şarap Kongresi
İzmir’de 18-22 Haziran’da yapılacak İzmir Dünya Şarap Kongresi'ne 44 ülkeden 500 ile 750 arasında katılımcı bekleniyor. 10 gün sürecek kongre ve kongre sonrasındaki etkinliklerde Ege’nin üzüm bağları ve şarapları dünya vitrinine çıkacak. Kongreden sonraki teknik gezide Manisa’dan Alaşehir’e kadar uzanan Türkiye’nin en önemli üzüm üretim alanları dolaşılacak. Bir kuru üzüm fabrikası, bir yaş üzüm paket evi, bir şarap fabrikası ve bir de rakı fabrikası gezilecek.
Program
17 Haziran, Pazar
12.00 – 18.00 Katılımcıların Kayıt İşlemleri
20.00 – 22.00 Efes Harabeleri’nde Karşılama Resepsiyonu
18 Haziran, Pazartesi
08.30 – 18.30 Katılımcıların kayıt işlemleri
10.00 – 11.30 Açılış Oturumu
11.30 – 11.45 Kahve Arası
11.45 – 13.00 Kongre Sunumu
13.00 – 15.00 Öğle Yemeği
15.00 – 18.30 Tanıtım Konferansı
19.00 – 22.00 Akşam Yemeği ve Sosyal Program
19 Haziran, Salı
08.30 – 18.30 Katılımcıların kayıt işlemleri
09.00 – 10.30 Teknik Oturumlar
10.30 – 10.45 Kahve Arası
10.45 – 12.30 Teknik Oturumlar
12.30 – 14.00 Öğle Yemeği
14.00 – 15.30 Teknik Oturumlar
15.00 – 16.00 Kahve Arası
16.00 – 19.00 Teknik Oturumlar ve Komite Toplantıları
20.00 – 22.30 Akşam Yemeği
20 Haziran, Çarşamba
08.00 – 17.30 Katılımcıların kayıt işlemleri
09.00 – 10.30 Teknik Oturumlar
10.30 – 10.45 Kahve Arası
10.45 – 12.30 Teknik Oturumlar
12.30 – 14.00 Öğle Yemeği
14.00 – 15.30 Teknik Oturumlar
15.30 – 15.45 Kahve Arası
15.45 – 18.30 Teknik Oturumlar
20.00 – 22.00 Gala Yemeği
21 Haziran, Perşembe
08.30 – 18.00 Teknik ziyaretler
18.00 – Serbest zaman
22 Haziran, Cuma
08.00 – 09:00 Katılımcıların kayıt işlemleri
09.30 – 11.00 OIV 10. Genel Kurulu
11.00 – 11.30 Kahve Arası
11.30 – 12.30 OIV 10. Genel Kurulu
12.30 – 14.00 Öğle Yemeği
14.00 – 15.00 OIV 10. Genel Kurulu
15.00 – 15.30 Kahve Arası
15.30 – 17.00 OIV 10. Genel Kurulu
19:00 – 22.30 Akşam Yemeği ve Sosyal Program
23 Haziran Cumartesi ve 24 Haziran Pazar
Kongre sonrası Turlar
1- İstanbul
2- Antalya
3- Nevşehir- Kapadokya Bölgesi
25 Haziran Pazartesi
Kongre sonrası katılımcıların havaalanına ulaşımı
Kayıt ve ayrıntılı bilgi için www.oiv2012.org.tr
Simbiyotik misiniz?
Eşinize bağlı mısınız, bağımlı mısınız? Yoksa bu ikisini birbirine mi karıştırıyorsunuz?
Simbiyotik ilişkiler, aslında hiçbirimizin yabancı olmadığı bir kavram... Birbirine bağımlı ilişkileri tarif etmek için kullanılıyor. Bu çiftler genellikle tuvalete bile birlikte gider. Bu, her iki tarafın da isteğiyle mi olur bilinmez ama her şeyi birlikte yapma gayretlerinden dolayı aslında bir süre sonra ilişkilerini çıkmaza sokarlar.
Psikolojik danışman Pınar Toker simbiyotik ilişkilere sıkça rastlandığını söylüyor: "Bağımlılık ile bağlılık kelimeleri içerik olarak sıklıkla karıştırılıyor. 'Biz birbirimize çok bağlıyız' sözü acaba 'Biz birbirimize bağımlıyız' anlamına mı geliyor? Kadınlar, 'Kocam ben olmadan çorabını bile bulamaz!' derken, neden içten içe keyiflenirler? Bunun nedeni; ailede kurulan bağımlı ilişkilerin evlilikte de sürdürülmeye çalışılmasıdır." Yani kısaca; ailede öğrenilenler, ilişkileri yüzde 100 etkiliyor. Konunun bir başka boyutu da bir ömür boyu birlikte olmak için imza atarken, hayatların da tek bir hayat olarak birleştirildiğini düşünüyor olmak. Oysa ortada iki farklı kişilik ve iki farklı insan var. Bu insanlar evlilik çatısı altında birleşseler de, her birinin kendine ait hayatları olması gerektiği unutuluyor. Kendine ait bir hayat kuramayan kişiler, eş olarak gördüğü kişinin kendine ait bir hayatı olmasını da kabul edemiyor. Bunu ihanetle eşdeğer görebiliyor. Kendini yetersiz hissedebiliyor. Evlilik, insanın özgürlüğünü kısıtlayan bir kurum. Bireysel hareketin sınırları makul ölçülerde olmadığı takdirde kurum bundan zarar görüyor. Ancak, evliliğin kadın ve erkeği tek vücut, tek hayat haline getirdiği sanrısına düşmek de evliliği çıkmaza sokuyor. Birbirini kısıtlayarak, kısır bir döngünün içine girenler, evliliğin korkunç baskısını taşıyamayarak bir süre sonra çıkış yolunu farklı yerlerde aramaya başlayabiliyor.
DİĞERLERİ TEHDİT...
Pınar Toker, insanların yaşamlarında merkeze aldıkları bazı değerler olduğunu ve bu merkezlerin bağımlılık boyutunda yaşanabildiğini söylüyor: "Bunlara eş bağımlıları da eklenebilir. Bu kişiler, hayatlarının ortasına eşlerini koyarlar. Eşleri kendilerinden bile önemlidir. Onun için yaşar, onun da kendisi için yaşaması gerektiğini düşünürler." Simbiyotik ilişkilerde Pınar Toker'in dikkat çektiği bir nokta çok ilginç. Toker, eş merkezli yaşayan insanların diğer insanları potansiyel tehdit olarak gördüklerini söylüyor: "Onlar genellikle, birileri araya sızıp ilişkinin dengesini bozacakmış gibi hissederler." Yani bir iş arkadaşı, eve girip çıkan bir misafir; eşlerden birinin takdirini kazanırsa, diğeri için artık o kişi düşman sayılabilirmiş.
Hülya Dergisi'nden alınmıştır.
15 Mayıs 2012 Salı
12 Mayıs 2012 Cumartesi
10 Mayıs 2012 Perşembe
Alıntı
Ayrılmamızın üzerinden birkaç yıl geçmişti. Bir gece Taksim'in orta yerinde karşılaştık. Tamam! Üzerimde gecenin yorgunluğu vardı, kabul! Ama yüzüne baktığımda "yüzüne bir yerlerden aşinayım fakat çıkartamıyorum" diye içimden geçirmem dehşet vericiydi. Oysa şarkıdaki gibi adının baş harfini göğsüme yazmış bile olabilirdim! Yine de yanımdaki arkadaşım onun adını söylemese ve o da soğuk bir biçimde bana dönüp "ne haber?" demeseydi, yürüyüp gidecektim. İçime oturan acının mahrem derinliği bana kalsın!.. Bilmem ki, belki o da aynı anda aynı şarkıyı hatırlamıştır: "Gözünüz öyle uzak bakmasa/sizi tanıdığıma yemin ederim!"
Haşmet Babaoğlu
Fotoğraf: Stefan Beutler
9 Mayıs 2012 Çarşamba
8 Mayıs 2012 Salı
İlk Ahşap Boyamalarım :)
Bu takı kutuuum. :) Fakat hediye ettim arkadaşıma. Sonuçta doğaçlama ilk boyamam ve kıymeti başka bende.
Bu şemsiyelik. Hediye gidecek birine yine. :)
Bu da kahve tepsisi. Anneciğime yollayabilirim bunu da. Çalışmalarım zevkle devam edecek. :)
7 Mayıs 2012 Pazartesi
Günün Sözü
Çevrene pozitif enerji yayan biriysen eğer daha dikkatli olacaksın.
Kafalarında yarattıkları saçma bir dünyayı senin kafana geçirerek enerjini çalmalarına izin vermeyeceksin.
Hayatta sadece sorunları olduğunu düşünenleri anlamak zorunda bırakmayacaksın kendini.
Hayatın gerçek bir mucize oldugunu, şiir gibi güzellikleri bağrında taşıdıgını, hayatın her insana bir şekilde gülümsediğini anlamayanlarla uğraşmayacaksın.
İlişkilerinde sadece sorunlarını dile getiren, yaşadıkları onca güzelliği yok sayan insanlara bir dakikanı bile ayırmayacaksın.
Hakkında hiç bir şey bilmedikleri halde konuşmaya kalkanları susturacaksın.
Değerinin farkında olmayanlardan uzak duracaksın. Değerini bilerek yok saymaya çalışanlara ise haddini bildireceksin.
Fındık kabuğunu doldurmayan işlerle boğuşmanı sağlamaya çalışan insanları sileceksin defterinden.
Gülüşlerini çalmaya kalkanları çıkaracaksın hayatından.
İlişkileri bir yük haline getirenleri uzaklaştıracaksın yanından ve ilişkinin mutluluk getirmesi gerektigini yazacaksın kafana.
Velhasıl, onca yılını vererek ışıl ışıl bir enerji deposuna çevirdiğin beynini düşünerek, beyinsizlere ezdirmeyeceksin kendini..
F.Sinatra
(Şarkıcı, Mafia babası, Kokain bağımlısı)
6 Mayıs 2012 Pazar
5 Mayıs 2012 Cumartesi
Replik - The Descendants (2011)
Matt: Anakaradaki dostlarım sırf Hawaii’de yaşıyorum diye cennette yaşadığımı düşünüyorlar. Sonu olmayan bir tatilde olduğumu… Ailecek Mai Tai yudumlayıp, gün boyu denizin tadını çıkardığımızı… Bence hepsi kafayı yemiş. Burada hayattan soyutlandığımız sanıyorlar. Aile hayatımızın daha az berbat, hastalıkların daha zararsız, baş ağrılarımızın acısız olduğunu düşünürler. 15 yıldır sörf tahtasına çıktığım yok benim.
4 Mayıs 2012 Cuma
Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çipcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
Beyler Bayanlar Maske Zamanı :)
Yüz için nemlendirici maske
Malzemeler: Yumurta sarısı + süt
Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın.
Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak.
Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.
Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın.
Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak.
Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.
Siyah noktaların sonu geliyor
Malzemeler: Limon suyu + yoğurt
Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.
Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler.
Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.
Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.
Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler.
Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.
Sivilceler için karnıbahar
Malzemeler: Karnıbahar + Zeytinyağı
Hazırlanışı: Sekiz adet karnıbahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin.
Ne işe yarıyor: Karnıbahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır.
Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir ya da iki kez.
Hazırlanışı: Sekiz adet karnıbahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin.
Ne işe yarıyor: Karnıbahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır.
Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir ya da iki kez.
Kırışıklara karşı maske
Malzemeler: Kaymak + Elma
Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.
Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken.
Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.
Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.
Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken.
Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.
Yağlı ciltler için
Malzemeler: Bal + süt + limon suyu
Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin.
Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler.
Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre 10 – 15 günde bir tekrarlayabilirsiniz.
Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin.
Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler.
Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre 10 – 15 günde bir tekrarlayabilirsiniz.
3 Mayıs 2012 Perşembe
2 Mayıs 2012 Çarşamba
1 Mayıs 2012 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)