18 Mayıs 2011 Çarşamba

Boncuk..

Gitmek istiyorum derken dudakları titriyordu. Dudakları, intihar tereddütü yaşayan onuncu kez yakalanmış asker kaçağıydı. Son kez uzattığı eli ter içindeydi. Avuçları, saunaya kilitlenmiş mülteci penguen yavrusu kadar ürkekti. Hoşça kal derken benim olmadığım her yere değdi gözleri. Gözleri, fetiş eşyalar satan mağazada aranıp da bulunamayan her şeydi. Dükkanı mühürlenmiş genelev patroniçesi tedirginliğiydi yüzünün tamamında gördüğüm. Gözbebekleri bile titriyordu. Belli ki zorluk çıkaracağımdan korkuyordu. Onca çok uzun bence çok kısa bir sessizlikten sonra 'tamam' dedim. 'Tamam git, ama Boncuk bende kalacak.' Boncuk birlikte aldığımız ilk 'içinden oyuncak çıkan yumurta'nın içinden çıkan oyuncaktı. Herhangi bir boncuğa falan benzediği yoktu, herhangi bir boka benzediği de yoktu aslında. Ama sevimliydi işte. Koca kafalı bir dinozor tarafından tecavüze uğradıktan sonra istemeden hamile kalmış bir koalanın yavrusunu andırsa da, sevimliydi. Ve ilkti.. Görür görmez kutsamıştım kendisini. Oracıkta karar verdik. Sırayla yanımızda taşıyacaktık onu ve ne olursa olsun yanımızdan ayırmayacaktık. İlk gün bende kalacaktı, sonraki görüşmemizde ona verecektim ertesi görüşmemizde o bana verecekti ve bu döngü biz görüşmeye devam ettikçe devam edip gidecekti. Etti de. O güne kadar..


'Boncuk bende kalacak' dedim.Başka hiçbir şartım yoktu. Hafifçe gülümsedi, problem çıkarmamış olmam onu rahatlatmış gibiydi. Ben tamam dediğimde benden başka hiç kimsenin farketmeyeceği bir müstehzilikle gülümsedi. 'Olur' dedi. 'Senin olsun.' Çantasından çıkardı, alelacele avuçlarıma bıraktı ve bir kaç aptal veda cümlesi mırıldanarak çekip gitti..

O an anladım ki Boncuk onun umurunda bile değildi. Galiba ben de değildim. Avucumda gayrı meşru dinozor yavrusu tek başıma oturdum bir süre. Bayılana kadar ağlamak, peşinden koşup ağzını burnunu kırmak, önüme ilk çıkan meyhaneye kendimi kapatıp anason götümden fışkırana kadar rakı içmek ve hiçbir şey yapmamak arasında gidip geldi bir süre zavallı aklım. Hiçbirini yapmadım. Hesabı ödeyip usulca kalktım. Önüme ilk çıkan bakkala girip bir tane 'içinden oyuncak çıkan yumurta' aldım. Ertesi gün bir tane daha, sonra bir tane daha, sonra bir...

750 tane oyuncağım var benim. Ama hala en çok sevdiğim ve hiç yanımdan ayırmadığım o ilk oyuncak. Ne zaman kendimi ve zekamı birazcık önemsediğimi farketsem, elim hemen cebime gider. Sakin sakin Boncuğu okşarım dışarı çıkarmadan. O an yüzümde salakça bir gülümseme belirir. 'Salaksın lan' derim kendi kendime 'malın önde gidenisin, sakın kendini bir bok zannetmeye kalkma..' 
 
 
-Ali Lidar-

Hiç yorum yok: