21 Ekim 2008 Salı

Pazar Notları -yine! :)

Hangisi bizi daha iyi anlatır? Yaşadıklarımız mı, yoksa yaşamımız boyunca kurduğumuz hayaller mi? İkisi de, demek kestirme ve kolaycı bir cevap! Ama doğru mu? Haydi düşünelim biraz.

Tünel’deki kafelerden birinde oturmuş sevgilisini bekliyor genç kız. Beklerken gazete okuyor. Beklenen geciktikçe gecikiyor... Her telefon konuşmasında yüzü biraz daha buruşuyor, sıkıntısı biraz daha artıyor genç kızın. Masaya ilk oturduğunda bütün bedenine egemen olan heyecandan artık eser yok! Sokaktan geçen her dilenciye para vermeye başlıyor genç kız. Sonra akordeoncu kızın kardeşinin uzattığı şapkaya para koyuyor kalem, mendil satan ihtiyardan uyduruk bir kalem bile alıyor... Epey sonra genç adam geldiğinde, ona da bir sokak satıcısı hatta bir dilenci gibi davranıyor genç kız. Öyle gülümsüyor ki, bir an genç adamın karşılığında kıza bir paket mendil uzatacağını sanıyorum!

80’lerden sonra feci bir hastalık yayıldı bu ülkeye! Muktedir olmanın ahlaklı olmakla aynı şey olduğu inancı... Ahlaksız bir inanç!

Gaz odaları, toplama kampları, SS’ler, savaş, ırkçılık... Hepsi “yüksek ahlak”ın zorunlu kıldığı toplumsal ödevlerdi Nazilere göre... “Yüksek ahlak”lara heves etmek ahlaklılık değil, en kötüsünden güç siyasetidir. Oysa ahlak berrak bir su gibidir, aziz ve yalın. Yükseltilmekten ve alçaltılmaktan korkar gerçek ahlak!

Ahlaklı olmak... Bunu göze almak gerekir. Kavgayı göze almaya benzer bazen, çoğu zaman da işsiz kalmayı göze almaya.

Boş konuşmak ne güzeldir! Hem içimizi ısıtır hem de bizi birbirimize ısındırır. O yüzden boşuna değildir boş konuşmalar...

Gök mavisi 67 model bir Mustang gibi geçip gidiyor bu yaz... Bir iki kez içine atlayıp gazladım ya, bu bana yeter, diyor içimdeki yeni yetme! Ama kuytuya çekilmiş buruk buruk gülümseyen içimdeki ihtiyar “daha kaç yaz kaldı ki” diye soruyor. Ben ikisi arasında salınıp durmaktan yorgunum!

Ne zaman kalabalık içine girseler, adam öne geçip yürürken belli belirsiz biçimde elini geriye uzatıp kadını arıyor. Beni takip et, bana tutun, der gibi... Aralarında bir ilişki var mı, yok mu, olacak mı? Bundan ikisi de emin değil o sırada! Kadın boğulmakta olan birinin atılan can simidine tutunması gibi hemen yapışmak istiyor o ele, tutup hiç bırakmamak istiyor! Yapamıyor! Hem atılgan davranmış olmaktan hem de etraftakilerden çekiniyor! Ne garip! O günlerin üzerinden yıllar geçtikten ilişkileri başlayıp bittikten çok sonra bile hep o eli özlüyor kadın!

Haşmet Babaoğlu

MUNGAN ziyafeti -dönülmez sözler verdim, döndüğümde çaresine bakarım.

"dilsizdir bazı yaralar söylemez sahibini"

"yüzün bir madencinin akşamları gibi yeryüzü bana."

"her aşk ilk yarayı derinleştirir, bir kere daha söyler söyleyeceğini"

"çünkü aşk siyasettir, kalbi örgütler geleceğe."

"bunca tükenmişken yıldızların, gecene çekilmiyorsun."

"yalnızca kendini kavurur ölü kömür, sen de öylesin."

"kaç şiir borçlu kaldım sana."

"her aşk bir öncekiyle kendini terbiye eder."

"bir kere olsun unutmak için beyhude bin kelime!"

"yedi rekat günah kıldım bedeninde
dizlerinde yedi zikir secdeye vardım
ihmalin uzak meleğine teninde aldandım
yapayalnızdım kendi kalabalığım içinde
tarih kadar yalnız,
aşka aşina, acıya unatkandım."

"alacanım,
mil yeşili gözlerin
dindirdi gözlerimi
kaç körü birden öldürdün bende
mahsur kaldım, eksik oldum, kapına düştüm
ben yandıkça
ezber ettin ayazın demirini
alacanım,
indi mi göğsüne heves?"

"ölümü göze alan yaşamasını da bilir."

"zamanın malıyız hepimiz."

"eskiden olsa aşk derdim,
şimdi vedalaşmak diyorum buna."

"ilk şiirimi üzerine kazıdım ben
ben kendimi ilk şiirimde düşürdüm
çok alındım kendimden."

"onca sevdim de bir yüzünü görmedim aşk, bak yine sabah oldu."

"onca sevdim de bir yüzünü görmedim aşk her seferinde peçen gözümde kaldı."

"artık hiçbir aşk kalbimi yatıştıramaz,
bırak kendimin sonuna geleyim.
........
benden habersiz öğrendi içim:
meğer yokmuş zaman."

"bazı kalplerin kaderidir aşk."

"dönülmez sözler verdim, döndüğümde çaresine bakarım."
Murathan Mungan

HALİL CİBRAN şaheseri



"ve O'na baktım 
ve ruhum titredi;
çok güzeldi.
bedeni tekildi.
ve sanki her bir uzvu,
diğerini seviyordu."

Halil Cibran

alıntılar

"hatırlanan şeyler, az olan şeylerdir. demek ki, aşk ilişkileri genişledikçe akılda kalanlar azalır." çetin altan

"herkesin ölüme bir bakışı var. ölüm gelir, senin gözlerinle bakar." Cesare Pavese

"her aşk, göze aldıklarının toplamıdır." yıldırım türker

"ki yaşamak, hiç durmaksızın flört etmek değil midir?" tomris uyar

"daha, diyebilmek çok önemlidir." 

"öteki'ni bulamamanın temel gerekçesi kendini gözden kaybetmektir."

"aşkın (aşığın) gözünün görmediği doğru değildir: doğru olan, onun başka birşey görmediği, başka bir noktaya bakmadığıdır." Enis Batur

"ideal evlilik ilişkisi her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye, muhtaç olmadığı zaman kurulandır." Irvin D. Yalom

"devir döndü; zaman yine piç oldu." teslim abdal